Gebelik hakkında herşey bu blogda...

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Çocuklarda görülen korkular

Çocuk olsun, yetişkin olsun korku hemen hemen herkesin yaşamını etkileyen duygulardan biridir. Korkunun derecesi kişiye, cinsiyete, bireysel özelliklere göre değişir. Uzmanlar korkuyu, canlı varlıkların görünen ve görünmeyen tehlikeler karşısında gösterilen heyecansal bir tepki biçimi olarak tanımlıyorlar. Canlı varlık kaçarak, saklanarak ya da mücadele ederek korkuya karşı mücadele etmeye çalışıyor. Doğan Cüceloğlu "İnsan ve Davranışı" adlı çalışmasında korku karşısında bireyi davranışa yönelten dürtünün, korkunun yarattığı korunma ve güvenlik ihtiyacından kaynaklandığını belirterek "Her korku yaratan durumda bireyin varlığına ve güvenliğine yöneltilmiş bir tehdit uyarıcısı algılanır ve korku duygusuyla birlikte kaçma ve korunma tepkisi yaratır" diyor. Bu durum, okul öncesi çocuk için de geçerli. Üstelik çocuk kendini koruma açısından, yaşı ve yeterlilik düzeyi nedeniyle kendini daha aciz gördüğü için korku tepkisi ve sonuçları daha tahrip edici sonuçlar doğurabiliyor.


Korkunun nedenleri ve kaynakları

Genellikle yeni olan ve bilinmeyen her şey korku verir. Çocuğun güçsüzlüğü ve bilmediklerinin çokluğu düşünülürse, özellikle ilk yaşlarda çocuk için çevresinde pek çok şey yeni, bilinmeyen, değişik ve ürkütücü gelebilir. Örneğin bir bebek için gürültüler, yabancı bir yüz, büyük bir nesne gibi şeyler korkutucudur. Bebek, altını kirletme, acıkma gibi kendi içinden gelen nedenlerle de korku tepkisi gösterebilir. Korkunun nedenleri ve kaynakları şöyle sıralanabilir:

    Genel olarak ani ve şiddetli gürültü ve hareketler çocuğa korku verir. Doğal korkuların büyük çoğunluğunun ise temel ihtiyaçların karşılanmamasından ya da karşılanmayacağı endişesinden kaynaklandığını belirten Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Binnur Yeşilyaprak, "Bunların içinde bir çocuk için en büyük korku anne - babadan ayrı düşmek, ortalıkta kalmak, terk edilmek korkusudur. İhtiyaçlarını karşılayan, kendisine sahip çıkan, güven, korunma ve ait olma duygusu sağlayan anne-babanın kendisini bırakıp gitme olasılığı, çocuğu sınırsız biçimde tedirgin eder, endişe ve korku verir, güvenini sarsar. İlk yaşlarda daha çok duyulan bu korku dört yaşında doruğa varır, sonra yavaş yavaş azalma görülür. Anne-babanın, bu korkunun büyüklüğünü düşünmeksizin 'artık anne olmayacağım, annesiz kal da gör' gibi tehditleri, çocukta bilinçaltı terkedilme korkusunu yerleştirebilir" diyor.

    Korku nedenlerinden önemli bir kısmını da koşullanma yoluyla öğrenilme oluşturuyor. Böcekten, fareden, kedi-köpekten korkma, bu hayvanlar korku verici olduğu için değil, bunları görünce çığlık atma, kaçma, ürkme gibi yetişkin tepkisini çocuğun görmesi sonucu, onları korku verici olarak algılamasına dayanıyor.

    Korku kaynağı olan diğer bir grubu da hastalık, deprem, kazalar, yangın gibi korku verici doğal afetler oluşturuyor. Bu olayların çocuktaki etkisi, bu tür durumların niteliğine, şiddetine ve süresine bağlı olduğu kadar, olayların aile tarafından yorumuna, ele alış biçimine bağlı olarak değişiyor. Bu durumda elde olmayan korkuların yenilmesi anne-babanın tutumuna bağlı.Ø Korku bir disiplin aracı olarak yetişkinler tarafından kullanılıyor. Uyumayan çocuğa "Bak hav hav geliyor, seni yer", "Uslu durmazsan seni polise, bekçiye veririm" gibi tehditler çocuklarda korkunun yerleşmesine, çoğalmasına ve uyumsuzluklara neden oluyor.
    Çocuğu Allah korkusuyla, cehennemde yanmakla, Tanrı'nın taş etmesiyle korkutmak, onda anlayamadığı, çözüm bulamadığı, çatışma yaratan korkuların doğmasına yol açıyor.
    Anne babanın aşırı koruyucu tutumu da korku yaratan nedenler arasında yer alıyor. Her an bir şey olacakmış gibi çocuğa karşı gösterilen aşırı hassas, koruyucu davranışlar, çocukta hareket özgürlüğünü kısıtlarken, ürkek, pasif, bağımlı bir kişilik oluşmasına yol açıyor.


Hangisi sizin çocuğunuzun korkusu?

Çocuğun yaşıyla birlikte korkuların şekli ve içeriğinde de değişimler meydana geliyor. 2-6 yaş grubundaki okul öncesi çocuklar, en çok sayıda korkuyu yaşayan grubu oluşturuyor. Küçük çocuklarda soyut varlıklardan korkma daha sık görülüyor. Çünkü bu yaştaki çocuklar zihinsel olarak onlarla başedebilecek yeterlikte bulunmuyorlar. Okul öncesi dönemde çocuklar hayaletlerden, devlerden, yalnız bırakılmaktan ve karanlıktan korkuyorlar. Daha büyük çocuklar ise gerçek tehlike ve bedensel yaralanma tehlikesi olan durumlardan korkuyorlar. Okul öncesi çocuklarda görülen korku türlerini uzmanlar beş kategoriye ayırıyorlar. Bedensel incinme ve fiziksel tehlike korkusu, canavarlar ve hayaletlerden korkma, hayvanlardan korkma, yatma zamanı korkuları ve korkutucu rüyalar bu beş kategoriyi oluşturuyor. Yapılan araştırmalar da okul öncesi çocukların yaş gruplarına göre bu korkuların görülme oranını ortaya koyuyor. Çocuğunuzun yaşına göre hangi korkuyu daha çok yaşadığını aşağıdaki araştırma sonucunda açıklanıyor:

1. Bedensel incinme ve fiziksel tehlike korkusu
4-6 yaş grubunda %11, 6-8 yaş grubunda %53, 10-12 yaş grubunda %55 oranında
görülüyor.

2. Canavarlar ve hayaletlerden korkma
4-6 yaş grubunda %74, 6-8 yaş grubunda %53, 10-12 yaş grubunda %5 oranında
görülüyor.

3. Hayvanlardan korkma
4-6 yaş grubunda %47, 6-8 yaş grubunda %40, 10-12 yaş grubunda %10 oranında
görülüyor.


4. Yatma zamanı korkuları
4-6 yaş grubunda %53, 6-8 yaş grubunda %67, 10-12 yaş grubunda %35 oranında
görülüyor.

5. Korkutucu rüyalar
4-6 yaş grubunda %74, 6-8 yaş grubunda %80, 10-12 yaş grubunda %45 oranında
görülüyor.