Gebelik hakkında herşey bu blogda...

Gebelik Annenin Kaleminden

Sevgili Gebelik Blog Takipçileri,

Ben, 11 aylık kızı olan, çalışan bir anneyim. Sizlerle gebeliğimin 31. haftasında dünyaya gelen kızımın ve bizlerin yaşadıklarını paylaşmak istedim.

Kızımız Elif'i dünyaya getirmeyi planladığımız için evliliğimizin 6. yılına kadar bekledik ve Mayıs'da hamile kaldım. Ocak ortalarında doğum yapma planları ile güzel bir gebelik geçirirken, 22 Kasım Pazartesi sabahı "plasenta yırtılması" nedeniyle acilen doğuma aldılar. Elif 1300 gr doğdu. Bütün gebelerin bilgisi olması gerektiği için söylüyorum: "doğum için mutlaka yenidoğan yoğun bakımı olan biryeri tercih etsinler". Çünkü doğum yaptığım hastane bu tip bir donanıma sahip olmadığı için, bebeğimizi doğduktan 1 saat sonra ambulansla Marmara Üniversitesi Yenidoğan Yoğun Bakım Servisi'ne götürdüler. 42 gün korkuyla süren bir bekleyiş yaşadık. Bu süre içinde hiç yaşama ümidi vermediler. Bir ara beslenemediği için 1000 gr.'a kadar düştü miniciğimiz. 42. günün sonunda taburcu olurken 1800 gr.'a ulaşmıştı.

Prematüre olduğu için çok sık kontrollere gidiyorduk. Özellikle göz muayenelerini haftada 2 gün yapıyorlardı. Bu muayeneler sırasında prematüre bebeklerin gözlerinde görülen ve hemen müdahale edilmediği takdirde körlükle sonuçlanan bir hastalık tespit edildi ve acilen ameliyata alındı. Minik kızımız bu ameliyatın sonunda kör olma tehlikesini atlattı.

Elif şu an 11 aylık, 8250 gr, 70 cm. Yaşıtlarının en alt limitinde seyrediyor gelişimi. Herşey minik minik ama normal gidiyor. Emekliyor, sıralıyor, birkaç kelime öğrendi (anne, dede, gel, ver, hadi).

Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan bugünlere geldik. Kızımız gerçekten çok azimliydi, bu azmi sayesinde yaşadı. Küvözde geçirdiği zorlu günlerin hiçbirisini hatırlamayacağı için de çok şanslı. Onun hatırlamayacağı, benim asla unutamayacağım bu günlerin ardından şimdi anne olmanın keyfini sürüyorum. Hayatımda ilk kez hamileliğim sırasında, kadın olmanın, daha doğrusu hamile bir kadın olmanın ayrıcalık olduğunu düşünmüştüm. Özellikle karnımın içinde dönüp durduğu sırada.

Akşamları eve gelince çığlıklar atarak bekleyen bir kuzucuk karşılıyor beni. Gündüzleri onu çok özlüyorum. Mamasını yedi mi, ağladı mı gibi endişeler yaşıyorum. Bunlar çalışan annelerin ortak endişeleri. Bu endişelerim ve deneyimlerimi bir başka yazıda sizlerle paylaşacağım.

Herkese iyi günler diliyorum.